ANASAYFA / Genel / KÖHNE SENDİKALAR YOK OLDUKÇA YALANA SARILIYOR
KÖHNE SENDİKALAR YOK OLDUKÇA YALANA SARILIYOR
ÖZ ORMAN-İŞ BASIN MÜŞAVİRLİĞİ - 13.09.2012 00:00

KÖHNE SENDİKALAR YOK OLDUKÇA YALANA SARILIYOR

13.09.2012 00:00

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ‘tarım işkolunda’ diye tescil ettiği iki işyerinde çalışanlar, Bakanlığın bu tespitine dayanarak, gider sendika kurarlar. Aynı işkolundaki bir başka sendika, gidip mahkemede, “Hayır, bu işyerleri tarım işkolunda değildir.” diye şikâyetçi olur ve dava açar. Şimdi bu sendikanın, gidip o işyerlerindeki işçileri örgütlemek yerine, “Burası bizim işkolumuza girmiyor.” diye dava açması, ‘tarım işçisine ihanet’ değil midir? Kaldı ki, davada menfaati olan Yol-İş Sendikası bile, işçinin örgütlenmesine saygısından dolayı, bu davadan feragat ettiği halde, güya tarım-orman işçisinin hakkını koruma iddiasında olan bir sendikanın, kendi işkolundaki bir işyerinin başka bir işkoluna girmesini sağlamaya çalışması ihanet değilse nedir.

Evet... Ortada Ankara 13. İş Mahkemesi’nin, Yağmur ve Damla isimli, peyzaj işi yapan işyerleriyle ilgili ‘işkolu tespit kararı’ var. T. Orman-İş’in açtığı bu davada mahkeme, yıllar sonra bir karar alıyor ve anılan işyerlerinin inşaat işkolunda olduğu hükmünü veriyor.

Öz Orman-İş Sendikasının kuruluşunda görev almış bazı eski yöneticiler de geçmişte bu işyerlerinde çalışmış.

Şimdi, işçinin gözünden düşmüş bazı bitik sendikalar, mal bulmuş mağribi gibi bu basit usul kararının üzerine atlayarak, buradan kendilerine yaşama umudu arıyor.

Bu sendikacı müsveddeleri, ‘durumdan vazife çıkarma’ edasıyla, mahkeme kararıyla hiç bir ilgisi olmayan bir yığın yorum üretiyor.

Neymiş?

Öz Orman-İş’in kuruluşunda görev alan bazı kişilerin çalıştığı ve o zaman Bakanlıkça ‘Tarım-Orman İşkolunda’ diye tespit edilen 2 işyeri, bugün mahkemece ‘İnşaat İşkolunda’ olarak belirlenmiş.

Dolayısıyla, Öz Orman-İş’i kuranların işkolu niteliği güya değişmiş.

Böyle olunca da, ‘Öz Orman-İş Sendikası hiç kurulmamış’ sayılmalıymış.

Tabi hiç kurulmamış sayılan bir sendikanın yürüttüğü bütün işlemler de ‘yok hükmünde’ olmalıymış.

Ama burada bir istisna olarak, Öz Orman-İş’in 3 dönemdir üyeleri için imzaladığı toplu sözleşmelerin geçerliliğinde bir sorun yokmuş.

Tabi sözleşmeler zarar görürse, orman emekçileri, bu aciz sendikacılara iyi gözle bakmazdı.

O yüzden, lütfetmişler, Öz Orman-İş’in imzaladığı sözleşmelerin geçerliliğine dokunmamışlar.

Eğer bir sendika yok hükmündeyse ve onun yaptığı işlemler geçersizse, imzaladığı toplu iş sözleşmesi nasıl geçerli olacak?

Yalanın bu kadarına pes doğrusu.

Peki şimdi ne olacağını umuyorlar?

Umut fakirin ekmeği.

Umut etmek için para ödemek de gerekmiyor.

İşçiye hizmet üretemeyen, yıllardır işçinin yararına hiç bir faaliyet yapamayan, sadece aidat toplayanlar, işçi tarafından terk edilince, bunu hazmedemeyip sürekli işçinin kafasını karıştırarak, bir panik ve huzursuzluk ortamı yaratarak, akılları sıra, kendilerini terk eden işçilerden intikam almaya çalışıyorlar.

Fakat ne yaparlarsa yapsınlar, artık DEV uyanmıştır. Orman ve tarım emekçileri seçimini yapmış, yıllardır özlemle beklediği hizmetleri de ÖZ ORMAN-İŞ’te bulmuştur.

Bu bitik sendikacıların, Nasrettin Hoca’nın ‘Ya tutarsa!...’ hesabı göle maya çalması da nafile çırpınıştan öteye gitmeyecektir.

Batan geminin mallarını satarak, sadece 5 tane Genel Merkez yöneticisi ile tabela sendikacılığı yapan Orman-İş gibi, bir de bunun yoldaşı olan, aynı onun gibi dinozorlaşmış sendikal anlayışa sahip Tarım-İş Sendikası da, 51 yıldır elinde olan işyerlerini kaybetmenin kuyruk açısıyla, bu hayal pilavından nasiplenmeye çalışıyor.

Bu aciz sendika, internet sitesine koyduğu yalan dolu bir yazıda, 10 sayfalık bilirkişi raporundan, arkasındaki ve önündeki ifadeleri yok sayıp, cımbızla çektiği bir paragrafın arkasına saklanarak, aklınca laf cambazlığı yapmaya yelteniyor. Yine de bu temelsiz iddiaya cevap verelim.

Bilirkişi raporunun 5. Sayfasında yer alan ilgili paragraf, sadece ve sadece Öz Orman-İş’in, T. Orman-İş’in sözkonusu davada ‘husumete ehil olmadığı’, yani bu davanın tarafı olamayacağı noktasındaki itirazına, T. Orman-İş’in yaptığı ‘bu davanın sonucunda benim menfaatim olabilir’ anlamındaki savunmayı, dava dosyasının bir unsuru olarak zikretmesinden ibarettir. Nitekim bilirkişi, kanaatini belirttiği raporun son sayfasında, bu iddia ile ilgili tek bir kelime bile kullanmamıştır. Yani Tarım-İş’in cımbızla çektiği T. Orman-İş’in o iddiası, kendisinin bu davada menfaati bulunduğu savunmasından öte bir anlam taşımamaktadır. Okuması olanın bunu anlaması zor değildir.

KALDI Kİ, ÖZ ORMAN-İŞ HAKKINDA HERHANGİ BİR KAPATMA DAVASI BİLE YOKKEN, KAPATILACAĞINI İDDİA ETMEK ALÇAKLIK DEĞİL MİDİR?

HUKUKÎ GERÇEKLER

Peki, hukukî gerçekler nedir?

Mahkemenin Yağmur ve Damla işyerleriyle ilgili kararı, Öz Orman-İş’in tüzel kişiliğine ilişkin hiçbir hukukî sonuç doğurmamaktadır. Buna rağmen, işkolumuzdaki bu işyerlerinin başka işkoluna taşınmasını kabul etmediğimizden dolayı, Öz Orman-İş avukatları davayı temyiz etmiştir.

Gelelim ‘Öz Orman-İş’in hiç kurulmamış sayılması’ meselesine...

Her şeyden önce bir sendika, kuruluş belgelerini verip, bu belgeler gerekli incelemeden geçtikten sonra ‘tüzel kişilik’ kazanır. Yani ‘kurulmuş’ olur.

Eğer kuruluş belgelerinde veya kurucuların niteliğinde sonradan bir eksiklik iddiası olursa, bu ancak mahkeme kararıyla tespit edilir. Bunun için de, mahkemede dava açılması gerekir.

Böyle bir dava açılır ve mahkeme de gerçekten bir eksiklik tespit ederse, Yargıtay’ın konuya ilişkin içtihat kararları gereğince, sendikaya uyarı yazısı gönderilerek, sözkonusu eksikliklerin giderilmesi istenir.

İlgili sendika da, gerçekten bir eksiği varsa bunu düzeltir.

Mesele de böylece kapanır.

Öz Orman-İş Sendikası 4.5 yıl önce kurulmuş, Çalışma Hayatı İstatistiklerinde defalarca yer almış, 3 dönem TİS imzalamış, tüzel kişiliğini ve rüştünü fazlasıyla ispatlamış, güçlü bir sendikadır.

İDDİASINI İSPAT EDEMEYEN MÜFTERİDİR

13. İş Mahkemesinin işkolu tespit kararının tam metni ilişikte bulunuyor. Kararın hiç bir satırında, Öz Orman-İş’in değil kapatılmasını ifade eden, bunu çağrıştıran bir kelime bile yer almıyor.

Sıradan bir işkolu tespit kararı olmasına rağmen, orman emekçilerinin gözünden düşmüş ve kapısına kilit vurmak için eldeki son mal varlığının da tükenmesini bekleyen bir zavallı sendika ile üyelerinin büyük çoğunluğu Öz Orman-İş’e geçme kararı vermiş olan bir diğer eskimiş sendika, bu tespit kararı üzerinden saçma sapan bir yorum üreterek, ‘Öz Orman-İş’in kapatılacağı’ yalanını yaymaya çalışıyor.

Şunun altını tekrar çiziyoruz: Öz Orman-İş hakkında açılmış ‘Kurulmamış Sayılma’ veya ‘Kapatılma’ gibi herhangi bir dava bulunmamaktadır. Öyle bir dava veya karar olduğunu iddia eden, bunu ispat etmelidir. BUNU İDDİA EDİP DE İSPAT EDEMEYENLER YALANCIDIR, MÜFTERİDİR, ŞEREF VE HAYSİYET YOKSUNUDUR.

Öz Orman-İş Sendikası, orman ve tarım emekçilerimizin hayat ve çalışma şartlarını iyileştirmenin mücadelesini verirken, miadını doldurmuş bu iki sendikanın Öz Orman-İş’e çelme takmak için mahkeme koridorlarını aşındırmasını, emekçilerimizin takdirine bırakıyoruz.

Sevgili Orman ve Tarım Emekçileri...

Sizlerin gözünden düşmüş ve miadını doldurmuş bu sendika müsveddelerini muhatap alıp cevap vermeye bile değmezdi. Fakat gerek internet ortamında, gerekse işyerlerinde dedikodu yaparak yaydıkları tezviratla, sizlerin kafasını karıştırmalarına fırsat vermemek adına bu açıklamayı yapma ihtiyacı duyduk.

Orman ve Tarım Emekçilerimizin Öz Orman-İş çatısı altındaki güçlü ve sağlam birlikteliği, üyelerimize daha güzel ve müreffeh bir gelecek sağlamanın yanında, ülkemiz emek hareketine de yeni bir soluk verecektir.

Bu vesileyle, Orman ve Tarım Emekçilerinin birlikteliğini bir kez daha kutluyor, Öz Orman-İş’in güçlü çatısı altında birlik olma yolunda gösterdikleri özverili çabalardan dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz.

Öz Orman-İş Sendikası

Genel Yönetim Kurulu

 

MUHATAP KURULUŞLAR



Kişisel Verileri Koruma Kanunu - Aydınlatma Metni