Sevgili İşçiler,
Bugün 1 Mayıs…
Dünya coğrafyasının pandemi ile mücadele ettiği bir süreçte, insanlık için mücadele veren, hak ve talepler noktasında daha iyi bir dünya, daha iyi bir Türkiye sevdasıyla yola çıkanların günüdür 1 Mayıs…
İnsani bir yaşam ve daha iyi çalışma koşullarının oluşması adına verilen mücadelelerin anlam kazandığı, emeğin, ekmeğin barış ve özgürlük noktasında birleştiği gündür 1 Mayıs…
Salgın belasının dünyayı kasıp kavurduğu bir ortamda, meydanlarda olamasak bile sesimizi her koşul ve ortamda duyurmaya çalışacağımız, emeğin ekmeğin mücadelesinde âmâsız, fakatsız bir mücadele içerisinde olacağımızı tekrar tekrar hatırlatacağımız bir gündür 1 Mayıs…
Dünya genelinde belki meydanlarımız buğun sessiz, belki 1 Mayıs marşlarını, şarkılarını söyleyemiyoruz ama halkımızın temel hizmetlerini karargâhlarımızda 7/24 esasına göre yerine getirerek çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Değerli üyelerimiz,
Kıymetli kardeşlerim;
Gece gündüz demeden bir mücadele veriyorsunuz. Vatan savunması olarak gördüğümüz kutlu yürüyüşümüzde emeğin de, ekmeğin de hakkını için canımızı dişimize katarak çalışıyoruz.
Her koşul ve imkânsızlıkta bile korumaya, üretmeye yenilemeye devam ediyoruz.
Bugün sizin gününüz; Bugün sizin sesinizin duyurulacağı, mutluluğunuzun da, mutsuzluğunuzun da nişanesi olacak olan sözlerin, kelamların kurulacağı önemli bir gün.
Dünya coğrafyasının yanında, Türkiye’nin güzelliğine güzellik katan yeşilin mimarları, sizin verdiğiniz mücadeleyi görmeyen göz kör, duymayan kulak sağır, anlamayan idrak, izansız demektir.
Dil, din mezhep farklılıklarının bir zenginlik olmasına rağmen dünyaya pompalanan aykırı fikirlerin bütün olumsuzluklarına rağmen bir fidana can olmanın insanlığa can olabileceğini örnekleyerek gösteriyor, yaşıyor, yaşatıyorsunuz.
Sizin dirilişe verdiğiniz değer, fidanın toprakla buluşması gibi kutsal, canın canana kavuşması kadar kutsaldır.
Yaşayabilmenin ne denli önemli olduğu bir süreçte, insan nüfusunun üzerinde oynana belirsiz lobi çalışmalarında, insanı yaşat ki dünya yaşasın mantığını kabullenmeden dünyayı yaşatmak için insanı yok etmeye çalışan tuzakların oluşturulması tartışılırken, sizler dünyayı yaşatmak adına bir fidan olmayı, dünyaya bir can olmayı şiar ediniyorsunuz.
Dünyanın yaşadığı bu badirelerde önemle üzerinde durduğumuz doğa ve insan sevgisinin tartışılmaz kucaklaması bu dönemde başvurduğumuz tek gerçeğimiz oldu. İnsanın insandan kaçtığı bir süreçte, insana sinesini açan doğanın çoğalması, korunması, fayda sağlaması adına ciddi emek ve gayret gösteriyorsunuz.
Okullarımızın kapandığı, spor etkinliklerinin minimize edildiği, kültürel etkinliklerin kısırlaştırıldığı, dini inanç ve ibadetlerin toplu yapılmadığı, ulaşım zincirinin kırıldığı, kardeşin kardeşle kucaklaşamadığı bu günlerde uygulanmakta olan sokağa çıkma kısıtlaması, anlam ve ihtivası açısından önemli ve kıymetlidir.
Belki bizler görevlerimizin başında olacağız ama evlerinde mücadelenize destek veren, kısıtlama kurallarına uymanın ilerisi için kazanım olacağı gerçeği ile hareket eden, aile fertlerimize teşekkür ediyoruz.
Değerli dava arkadaşlarım;
Kıymetli kardeşlerim;
Ana ormancılık faaliyetlerinin, tarım çalışmalarının, balıkçılık çalışmalarının sürdüğü şu günlerde, ülkemizin lokomotifi olmak için verdiğimiz emek ve gayretler takdire şayandır.
Ormancılık alanında yıllardır verilen mücadele, daha iyi bir doğa, daha geniş yeşil alanlar ve dolayışıyla üretimi mümbit olan, bereketi sonsuz olan bir berekete vesile olmuş, olacaktır.
Aldığımız temiz havanın, içtiğimiz suyun bedelini belki ülke coğrafyasındaki vatandaşlarımız ödeyemese de, bizler bu uğurda sayısız gazi, onlarca şehit vererek ödemeyi sürdürüyoruz.
Bedelini ailemize hasretlik olarak, bedeli canımızdan olmamız bile olsa, bizim için her zaman verilen mücadele, bir vatan savunmasıdır.
Değerli kardeşlerim;
Bizler ülkemizin koşul ve fırsatlarını değerlendirme noktasında en iyisini isteyen, en iyisini dileyen bir mücadele verirken, ailelerimizden günlerce uzakta vatan nöbeti tutuyoruz.
Sadece orman yangınlarına engel olmak için değil, ormanlarımızın oluşmasında, büyümesinde ve üretime kattığımız etkenlerin hepsi göz önüne alındığında bu ülkenin en önemli iş yoğunluğunu sırtlandığımız görülmektedir.
Amacımız her zaman daha iyisidir, amacımız ateşle doğanın savaşında her zaman kazananın biz olması içindir.
Fakat;
Yıllardır verdiğimiz emekler ortadayken, ülkeye kattığımız değer ortadayken, mevsimlik orman işçilerimizin yılın sadece 9 Ay 29 gününde çalıştırılıp diğer aylarda çalıştırılmaması, sigortasız, işsiz şekilde adeta kızağa alınmaları hepimizi yaralamaktadır. İşimizin 12 ay olduğu, çalışmalarımızın 12 ay olması gerektiği mantığını göz önüne aldığımızda 2 aylık bir zaman diliminden mahrum bırakılmak bizleri derinden üzmektedir.
Bizler ana ormancılık faaliyetleri noktasında sadece ve sadece yangınlarda görev yapmıyoruz. Üretimi olmayan, fidanı toprakla buluşturmayan ellerden bu topraklar mahrum bırakılırsa, fidanlar kendiliğinden yeşermeyecek, kendiliğinden şehbal açmayacaktır. Toprağa bir fidan dik, toprağa bir can ol dediğimiz gibi toprakla fidanın kavuşmasını sağlayan kişilerin kahraman işçilerimiz olduğu bilinmelidir.
Bu sebeple bütün görüşmelerde sebebine engel görmediğimiz, niçin sorusu ile karşılaşmadığımız mevsimlik işçilerimizin 12 ay çalıştırılması hususunda gereğinin yapılmasını 1 Mayıs vesilesi ile en etkin şekilde tekrar etmemiz gerekiyor.
12 Ay İş- 12 Ay Aş mücadelemizi bugün bir kez daha vurgulamanın yeri ve zamanı olduğunu ısrarla hatırlatıyoruz.
Yaptığımız bütün görüşmelerde, işçi sayımızın yetersiz olduğunu görebiliyoruz. Orman savunmalarında, yangınların başladığı şu günlerde Konya’da görev yapan işçilerimizin Hatay Orman yangınında, Kastamonu orman yangınında, Bursa Orman yangınında bulunmalarının sebebi eksik işçiden kaynaklanmaktadır.
Bir orman yangını esnasında yangına müdahale 15 dakika seviyesine inse dahi, bir arazözde toplamda 5+1 kişi olması gerekirken bir şoför ve iki işçinin olması eksik işçi sorununun bariz görsellerinden bir tanesidir.
Hatay orman yangınına 12 ve 18 saat mesafede Muğla’dan, Denizli’den, Konya’dan işçilerin gönderilmesi, orman yangınlarının başladığı esnada hareket eden bir ekibin 12 saat sonra alana yetişmesi, yorgun bitap düşmesi bize verimsiz bir müdahale sonucunu çıkarmaktadır.
Özellikle Kış mevsiminde orman yangını olmaz mantığının çürütülmesi açısından Aralık ve Ocak ayı yani bir aylık zaman dilimi içerisinde ve kış mevsiminde 168 orman yangının olduğu resmi kayıtlara geçmiştir.
Fidanlama çalışmalarının Aralık ve Kasım ayında dahi sürdüğü ülkemizde özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen milli fidan dikim haftasında dahi işçilerimizin çıkışı verilmiş, işöi yetersizliği bu özel günlerde de bariz şekilde görülmüştür.
İzmir Büyük yangını esnasında fark edilen işçi yetersizliği karşısında Cumhurbaşkanımız 5000 İşçi alınması hususunda talimat vermiş bu talimat Hazine ve Maliye Bakanlığında onay beklemektedir.
En yüksek teknolojinin dahi işçi eksikliğini telafi edemeyeceği, işçi eksik ise müdahalede eksiktir hissiyatı ile hareket edilmesinin zaruri olduğu gözlerden kaçmamıştır.
Değerli Kardeşlerim;
Öz Orman İş Sendikası olarak önceliğimiz 12 Ay İş 12 Ay Aş mantığı ile hareket edilmesi ve yılın her ayı çalışabilecek kardeşlerimizin beklediği müjdeyi bir an evvel almalarıdır.
Bununla birlikte Tarım ve Ormancılık alanında bundan sonra ki alımların tamamen kadro geleneğine göre yapılması, kadrosuz işçinin olmaması talebini yineliyoruz.
Bu sebeple 1 Mayıs 2021 yılının uğuru olsun,
1 Mayıs 2021 yılının yeniden dirilişi olsun,
1 Mayıs emek ve ekmek mücadelesini sürdüren işçilerimizin günü olsun diyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Settar ASLAN
Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı