Öz Orman İş Sendikası, hükümetin kamu işçilerine yönelik yüzde 16 + yüzde 8’lik zam teklifine sert tepki gösterdi. Sendikadan yapılan açıklamada, söz konusu teklifin kamu emekçisinin onurunu zedelediği ve hayatın gerçeklerinden tamamen kopuk olduğu vurgulandı. Sendika, “Bu teklif bir ücret değil, hayal kırıklığıdır” ifadesine yer verdi.
Açıklamada kamu işçilerinin bu ülkenin görünmeyen yükünü sırtladığına dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:
“Bizler bu ülkenin yolunu yapan, ormanını koruyan, çöpünü toplayan, hastanesini temizleyen, çocuklarına bakan, suyunu akıtan, taşını kaldıran, gecesini gündüzüne katan onurlu kamu işçileriyiz. Bu toprağın her karışında alın terimiz, her kurumda emeğimizin izi vardır. Biz bu ülkenin sessiz gücüyüz.”
“Hayat Pahalılığına Kör, Gerçeklerden Uzak Bir Teklif”
Öz Orman İş açıklamasında, hükümetin sunduğu teklifin piyasadaki ekonomik gerçekleri yansıtmadığı belirtilerek şu sorular yöneltildi:
“Kiralar mı düştü? Etin, ekmeğin, sebzenin fiyatı mı geriledi? Hayır. Ama buna rağmen bizim emeğimizin değeri bu teklifle düşürülmek isteniyor. Bu teklif; çocuğuna harçlık veremeyen babayı, ay sonunu getiremeyen anneyi, tenceresi kaynamayan evleri görmezden gelen bir tekliftir.”
Sendika, kamu işçisinin hak ettiği refahı alamadığını vurgulayarak, devletin büyüme söylemleriyle sahadaki gerçeklerin çeliştiğini ifade etti:
“Devlet büyüklerimiz sürekli Türkiye’nin büyüdüğünü ifade ediyor. O hâlde soruyoruz: Bu büyümeden kamu işçisi neden pay alamıyor? Eğer büyüme yoksa, biz de bilelim, fedakârlığımızı yapalım. Ama yalnızca kamu işçisinden fedakârlık beklenmesin.”
“Uzlaşmadan Yanayız, Ama Adaletsizliği Kabul Etmeyiz”
Öz Orman İş açıklamasında, sendikanın toplu sözleşme masasındaki tutumuna da değinilerek, uzlaşmadan yana oldukları, ancak adaletsizliğe asla boyun eğmeyecekleri belirtildi:
“Biz masadan kaçan değiliz. Tam tersine, uzlaşmadan, adaletten, ortak akıldan yanayız. Ama uzlaşma, eşit koşullarda ve hakkın teslimiyle olur. Büyümenin yükünü birlikte omuzluyorsak, nimetini de birlikte paylaşmalıyız.”
“Kamu İşçisi Ayakta Kalırsa Türkiye Dimdik Yürür”
Açıklamanın sonunda ise kamu işçisinin toplumun omurgası olduğu vurgulandı ve hükümete çağrıda bulunuldu:
“Bu yaklaşım, Türkiye’nin kamu vicdanını yaralamaktadır. Bu sözleşme masasında yalnızca rakamlar değil, adalet, emek ve gelecek konuşulmalıdır. Ne lütuf istiyoruz ne sadaka… Hakkımızı, emeğimizin karşılığını istiyoruz. Unutulmasın: Kamu işçisi ayakta kalırsa Türkiye dimdik yürür.”