2025-2026 eğitim öğretim yılı, orman yangınlarına karşı farkındalık oluşturmayı amaçlayan “Yeşil Vatan” temalı dersle başladı. Yıllardır bu mücadelenin öncülüğünü yapan Öz Orman-İş Sendikası, gelişmeyi memnuniyetle karşılasa da bunun yeterli olmadığını, dersin kalıcı ve branş statüsünde müfredata girmesi gerektiğini vurguladı.
Yılın ilk dersinde Türkiye genelinde öğrenciler, “Orman Yangınlarına Karşı Yeşil Vatanı Korumak” temasıyla buluştu. Bu adım, sadece bir eğitim etkinliği olmanın ötesinde, doğanın ve geleceğin korunmasına dair bir bilinç inşası anlamı taşıyor. Özellikle son yıllarda artan orman yangınları, yüzbinlerce hektarlık alanın yok olmasına, milyonlarca canlının hayatını kaybetmesine neden oldu. Dolayısıyla “Yeşil Vatan” sadece ormanlardan ibaret değil; aynı zamanda suyumuzu, toprağımızı, iklimimizi ve en önemlisi geleceğimizi kapsayan bir bütün olarak korunması gereken değerlerimizi ifade ediyor.
“Yeşil Vatan” dersinin müfredata alınması için uzun süredir çaba gösteren Öz Orman-İş Sendikası, gelişmeyi kıymetli bulsa da bunun kalıcı hale gelmesini istiyor. Sendikanın Genel Başkanı Settar Aslan gelişmeyi, “Öncelikle böylesine önemli ve tarihi bir gelişmeden dolayı büyük bir memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek isterim. Eğitim–öğretim yılının ilk dersinin ‘Orman Yangınlarına Karşı Yeşil Vatanı Korumak’ temasıyla yapılması, ülkemizin geleceği adına çok kıymetli bir adımdır. Çünkü biz yıllardır ‘Yeşil Vatan Dersleri’ konusunu gündemde tutuyor, bunun bir sosyal sorumluluk değil, milli bir görev olduğunun altını çiziyoruz” sözleriyle değerlendiriyor.
Aslan, okul öncesi, ilkokul ve ortaöğretim müfredatlarında gerekli düzenlemelerin yapılmasını beklediklerini, ayrıca hayat boyu öğrenme programlarıyla ormanların korunmasına dair bilincin artırılması gerektiğini söyledi. Aslan, “Her fırsatta bu derslerin ana branş ders statüsünde olmasını, ilkokul sıralarından itibaren çocuklarımıza verilmesini talep ediyoruz. Çünkü çevre bilincinin, doğa sevgisinin ve orman hassasiyetinin temeli küçük yaşlarda atılır. Bugün geldiğimiz noktada, bu çağrılarımızın karşılık bulduğunu görmek bizler için bir gurur vesilesidir. Ancak bunun bir başlangıç olduğunu unutmamalıyız. Asıl hedef, bu derslerin kalıcı olarak müfredata girmesi, tıpkı matematik, Türkçe ya da fen bilgisi gibi temel bir ders haline gelmesidir. Yeşil vatanı korumak, sadece ormanları değil; suyumuzu, toprağımızı, iklimimizi ve en önemlisi geleceğimizi korumaktır” dedi.
Aslan, sahadan elde edilen verilerde yangınlara sebep olan esas faktörün insan olduğunu belirterek, “Yangınların sebep-sonuç ilişkisine baktığımızda karşımıza çıkan en çarpıcı gerçek şudur; orman yangınlarının yüzde 96’sı insan kaynaklıdır. Bu oran, mücadelenin yalnızca teknik araçlarla değil, insanın davranış biçimiyle doğrudan bağlantılı olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla biz, bunun sadece eğitimle düzeltilebileceği sonucuna vardık. Çünkü şunu çok iyi biliyoruz ki; ağaç yaşken eğilir” diye konuştu.
Bu nedenle çocukların küçük yaşlardan itibaren çevre bilinciyle yetiştirilmesinin hayati olduğuna dikkat çeken Aslan, Milli Eğitim Bakanlığı’na resmi başvuru yaptıklarını ve hassasiyetlerinin paylaşıldığını belirtti.
Aslan anaokulundan itibaren çocukların sadece hayat bilgisi içinde kısmen işlenen ağaç sevgisiyle değil, kapsamlı “Yeşil Vatan Dersleri”yle donatılması gerektiğini vurguladı. Aslan kısaca, “Arzumuz; bu dersin müfredata ana branş ders statüsünde girmesi, çocuklarımızın sadece bilgi değil, bilinç kazanmasıdır. Kısacası; mesele sadece bir ders değil, geleceğe uzanan bir kültür inşasıdır. Ormanları söndürmek için Türkiye’nin seferber olduğu bir ortamdan, yangınların oluşmaması için ciddi bir seferberlik ilanında bulunmalıyız” dedi.
Orman yangınlarının sadece doğayı değil, insan hayatını ve ülke ekonomisini de doğrudan etkilediğini hatırlatan Aslan, “Ne yazık ki ülkemiz, son yıllarda çok ağır orman yangınlarıyla sınandı. Binlerce hektarlık ormanlarımızı kaybettik, milyonlarca canlı yok oldu, köylerimiz, evlerimiz, hatta insanlarımız bu felaketlerden doğrudan etkilendi. Yani mesele sadece yanan bir ağaç ya da kaybolan bir orman parçası değil; aynı zamanda milletimizin yüreğinde açılan derin yaralardır” diye konuştu.
Bu derslerin ağaç türleri, toprak çeşitliliği, endemik bitkiler, yaban hayatı, mobilya üretiminden ekonomiye katkı gibi birçok başlığı kapsaması gerektiğini belirten Aslan, ayrıca YÖK ve Tarım-Orman Bakanlığı iş birliğiyle “Orman Yangınlarına Müdahale Personeli” yetiştirmeye dönük ön lisans programlarının açılması gerektiğini de ekledi.
Son olarak Tarım ve Orman Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, Orman Genel Müdürlüğü, sendika ve sivil toplum kuruluşlarının ortak çalışma yapma gerekliliğini de ortaya koyan Aslan, “Temel eğitim ve ortaöğretim alanında zorunlu derslerin içeriklerine, seçmeli derslerin arasına ormanı korumaya, orman yangınlarından korunmaya, ormanları koruma misyon ve vizyonu oluşturmaya katkı verecek seçenekler eklenmelidir. Çocukların toprakla buluşması, yeşil ile hemhal olması, çevre temizliğinin önemi gibi hususlar izcilik, kampçılık gibi ders aralıklarında fiili olarak işlenmelidir. Yeşil Vatan Dersleri hayati öneme sahiptir” dedi.
https://www.24saatgazetesi.com/sendikanin-talebi-kismen-gerceklesti-okul-zili-yesil-vatan-temasiyla-caldi