ANASAYFA / Genel / PROF. DR. YAYLA: “DEVLET SINIRLANMALI”
PROF. DR. YAYLA: “DEVLET SINIRLANMALI”
ÖZ ORMAN-İŞ BASIN MÜŞAVİRLİĞİ - 22.02.2012 00:00

PROF. DR. YAYLA: “DEVLET SINIRLANMALI”

22.02.2012 00:00

Öz Orman-İş Fikir Kulübü’nün Şubat 2012 toplantısına konuşmacı olarak katılan İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Yayla, Türkiye’nin, sorunlarını çözebilmek için daha fazla liberalleşmesi ve devletin sınırlanması gerektiğini söyledi.

 

Liberalizmin bir ideoloji, ancak tamamlanmış ve sert olmayan bir ideoloji olduğunu belirten Prof. Dr. Yayla, “Sert ideolojiler toplumu ve toplumsal hayatı tanzim etmeyi, homojen bir toplum modeli oluşturmayı hedefler. Liberal düşünce ise; heterojen toplum modeline inanır. Buna göre, en iyi toplum; kendi haline bırakılan toplumdur. Çoğunluğu suni değil, doğal kabul eder. Heterojen toplumun oluşması için, devletin toplumsal hayata fazlaca karışmaması, toplumu kendi haline bırakması yeterlidir.” dedi.

 

Prof. Dr. Yayla, Komünizm ve Faşizm gibi sert ideolojilerin, kendi inandıkları doğrultuda ‘Hakikatin Krallığını’ kurmaya çalıştığını, böyle bir çabanın ise toplumun değişik unsurlarına baskıyı beraberinde getirdiğini anlatarak, şöyle devam etti:

 

“Liberal düşünce, Hakikatin Krallığını kurmak yerine, farklı hakikatleri bir arada ve barış içinde yaşatmayı hedefler. Devletin görevi, herkesi barış içinde ve bir arada yaşatmaktır. İyi topluma ulaşmada, devletin sınırlanması önemlidir. Devlet, sınırlı ve sorumlu olmalıdır.

 

Liberal Düşünce; Liberal Demokrasi ve Piyasa Ekonomisine inanır. Liberal demokrasinin temel amacı, özgürlükleri korumaktır. Piyasa ekonomisinin olmadığı toplumda, uzun vadede demokrasi ve özgürlükleri sürdürmek mümkün değildir.”

 

Türkiye’nin, Osmanlı İmparatorluğu döneminden beri, girdiği her krizden, liberalleşerek çıktığını ifade eden Prof. Dr. Atilla Yayla, “Türkiye gibi ülkelerde herkes gözünü devlete diker ve kendi düşüncelerin devlete hakim olmasını hedefler. Türkiye hem iktisatta hem siyasette yeterince liberal değildir. Daha fazla liberalleşmesi gerekmektedir. Türkiye parlak bir istikbale sahiptir. Nüfusu, konumu ve diğer özellikleriyle, daha iyi bir gelecek elde edebilecek durumdadır. Bunun için daha fazla liberalleşmelidir.” şeklinde konuştu.

 

Liberal Düşünce ile toplumsal sınıflar arasındaki ilişkilere de temas eden Prof. Dr. Yayla, “Liberalizm zengin ideolojisi değil; orta sınıf, yani burjuva ideolojisidir. Fakirler zaten umutsuz olduğu için, liberalizme pek sıcak bakmıyor. Liberalizm, zenginleri savunmaz; tam tersine, rekabet ortamı yaratarak, zenginlerin toplumda sahip olduğu pozisyonu riske atar. O yüzden TÜSİAD gibi kurumlar liberalizme çok sıcak bakmayabilir. Bir de Türkiye’de devlet imkânlarıyla zengin olma gerçekliği var. Liberalizm, ekonomide devlet müdahalesini benimsemediğinden, devlet eliyle zenginleşmeye de sıcak bakmaz.” dedi:

 

DAHA FAZLA LİBERALLEŞME

 

Sendikalar ve diğer sivil toplum örgütlerinin, Türkiye’nin daha fazla liberalleşmesi noktasında işlevler üstlenebileceğini de kaydeden Prof. Dr. Atilla Yayla, siyasî gruplamaların da hatalı yapıldığı belirterek, şöyle devam etti:

 

“Muhafazakâr Demokrasi veya Sosyal Demokrasi diye bir analiz yanlıştır. Bunlar siyasî görüşler; Liberal Demokrasi ortamını kabul eder ve o ortamda çalışmak ister.

 

İslamcı gelenekten gelmesine rağmen Ak Parti, Liberal Demokrasi yolunda Türkiye’ye hayli yol aldırmıştır. Bu arada, Muhafazakârlar ile Liberaller arasında ciddi bir siyasî yakınlaşma olmuştur. Muhafazakâr düşünce Türkiye’de çok güçlüdür. Liberal düşünce ise, tabanı geniş olmasa da entelektüel bir tabana sahiptir. Bu iki düşüncenin bir araya gelmesi, yakınlaşması, Türkiye’ye önemli katkılar sağlayacaktır.

 

Türkiye pratiğinde, Muhafazakâr Demokrat yerine Müslüman Demokrat kavramı daha uygun düşmektedir. Çünkü CHP ve MHP muhafazakâr politikalar izlerken, AK Parti değişimden yana politika sergiliyor.

 

Türkiye’nin siyasi bakımdan daha fazla liberalleşmesi gerekli, ama bu kolay değil. Yakın zamana kadar Türkiye’de ‘çok partili’ görünümünde bir ‘tek parti rejimi’ yaşadı. Şimdi bile Türkiye henüz gerçek anlamda bir ‘çok partili’ rejime kavuşamadı.

 

Liberalleşme için yeni bir Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası ihtiyacı vardır. Asker üzerinde sivil hâkimiyet pekiştirilmelidir. Bu noktada, küçümsenemeyecek adımlar atıldı, buna devam edilmeli.”

 

Öz Orman-İş Fikir Kulübü Şubat 2012 toplantısına, siyaset, sendika ve bürokrasi kesiminden çok sayıda seçkin konuk katıldı.

Haberle İlgili Fotoğraflar


MUHATAP KURULUŞLAR



Kişisel Verileri Koruma Kanunu - Aydınlatma Metni