Çölleşme ve arazi bozulumuna karşı alınacak önlemler ile bu mücadelede emeğin önemine dair vurguların öne çıktığı 13 maddelik bildirgemiz, UNCCD Sekretaryasına da sunularak, BM belgeleri arasına girdi. Sonuç bildirgemiz şöyle:

COP-12

Öz Orman-İş Sendikası

Yan Oda Toplantısı Sonuç Bildirgesi

13 Ekim 2015/Ankara

COP 12 Taraflar Konferansı kapsamında Öz Orman-İş Sendikası tarafından düzenlenen 'Çölleşmeye Karşı Mücadelede STK'ların İşlevi' konulu Yan Oda Toplantısında bir araya gelen sendika ve STK temsilcileri olarak, aşağıdaki hususları dünya kamuoyuna duyurmayı ve ayrıca COP 12 Genel Kurul Toplantılarına öneri olarak sunmayı kararlaştırmış bulunuyoruz.

1. Öncelikle, COP 12 Taraflar Konferansını düzenleyen UNCCD Genel Sekreterliği'ne, Türkiye Cumhuriyeti adına bu konferansı hazırlayan Orman ve Su İşleri Bakanlığı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğüne ve Yan Oda Toplantısını organize eden Öz Orman-İş Sendikası'na teşekkür ediyoruz.
2. Çölleşme, evrensel bir sorundur. Böyle bir sorunla yürütülecek mücadelenin, sadece hükümetlerce yürütülmesi mümkün olmayıp, geniş toplum kesimlerinin bu mücadeleye etkin şekilde katılımının sağlanması bir zorunluluktur.
3. Çölleşmeyle mücadelede toplumsal katılımın sağlanması amacıyla toplum ile genel yönetimler arasında aktif bir köprü konumunda olan, geniş toplum kesimlerin temsilcisi olan başta ilgili sendikalar olmak üzere STK'lar, UNCCD ve yönetimlerin tüm karar alma ve uygulama süreçlerinde aktif şekilde yer almalıdır.
4. İlgili sendika ve STK'lar, kendilerinden beklenen sorumluluk ve işlevleri yerine getirebilmeleri için, uluslararası fonlardan ve ulusal kamu kaynaklarından yararlandırılmalıdır.
5. Çölleşmeyle mücadelede genel toplumsal bilinç oluşturmak amacıyla, tüm hükümetler, temel ve yaygın eğitim programlarında gerekli bilgilere yer vermelidir.
6. Tüm dünyada, arazi bozulumu ile yoksulluk arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Bu bozulumun durdurulması ve tersine döndürülmesi için, kırsal kalkınmanın sağlanması kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Yoksul çiftçilerin, işsizlerin, tarım ve orman işçilerinin ekonomik durumunu düzeltecek politika ve uygulamaların hayata geçirilmesi gerekmektedir.
7. Çölleşmeyle mücadelenin bir ayağını da istihdam teşkil etmektedir. Bu mücadeleyi yürütecek yeterli sayıda tecrübeli işçi istihdamı, bir sürdürülebilir kalkınma politikası olarak tercih edilmelidir. Bu mücadele yılın yalnızca bir bölümünde değil tamamında, taşeronsuz ve doğrudan kamu eliyle, kadrolu ve deneyimli işçilerle, tam zamanlı olarak yürütülmelidir.
8. Toprağa, ormana, suya ve havaya yapılan yatırımlarda, klasik 'maliyet/getiri' denklemi kurulmamalıdır. Çölleşmeyle mücadele, bir 'sosyal destek programı' eşliğinde yürütülmeli.
9. Arazi bozulumu ile mülkiyet arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Dolayısıyla, arazi bozulumuyla mücadelenin, her ülke için kendi mülkiyet ilişkileri bağlamında ele alınması gerekmektedir.
10. Bu bağlamda, tarım arazilerinin parçalanmasını önleyecek miras ve ilgili mevzuat düzenlemeleri ile tarımdan geçinenlerin refahını sağlayacak optimum arazi büyüklüğünün korunması konusu birlikte değerlendirilmelidir.
11. Arazi kullanımında 'rant' yerine 'üretimi' esas alan hukuk ve teşvik sistemleri öncelenmelidir. Tarım arazilerinin üretim amacı dışında kullanımını engelleyecek tedbirler alınmalıdır.
12. Yeryüzündeki her toplumun geleneksel kültür ve inanç değerlerinde, doğa-insan ilişkisini bir bütün olarak gören bakış açıları bulunmaktadır. Modern toplum yapıları, bu geleneksel değerleri zaafa uğratmıştır. Doğanın tahribine karşı verilecek mücadelede, bu geleneksel değerler, kültür ve sanatın gücüyle birlikte yeniden işlevsel hale getirilmelidir.
13. İnsan ve emek merkezli yeni bir hayat ve evren anlayışı, yeni bir toplumsal sistem ve ekonomi oluşturmalı çevre ve insan ilişkisi yeniden biçimlendirilmelidir.