Settar Aslan, mektubunda, 35 yıllık PKK terörünün Türkiye’ye verdiği zararlar ile özellikle Kürt kökenli Türk vatandaşlarının terör örgütünden dolayı yaşadığı acıları anlatarak, NATO müttefiklerinin Suriye’de binlerce tır dolusu silahla donattığı SDG/PYD/YPG terör örgütünün de PKK’nın Suriye kolu olduğuna vurgu yaptı.

NATO üyesi müttefiklerinin, Suriye sınırı boyunca Türkiye’ye karşı bir ‘kayıtdışı devlet’ meydana getirmeye çalıştığını anlatan Settar Aslan, “Şunu unutmamak gerekir ki; NATO şemsiyesiyle korunması sözkonusu olan uygar dünyanın güvenliğine yönelik tehditler yalnızca NATO dışındaki meşru devlet yapılarından değil; aynı zamanda devlet dışı yapılanmalardan da gelmektedir. Bu devlet dışı yapılanmaların başında da PKK/PYD ve DAEŞ terör örgütleri gelmektedir.” ifadesini kullandı.

DAEŞ terör örgütüyle mücadelenin, bir diğer terör örgütü olan PKK/PYD/YPG için bir meşruiyet kaynağı yapılmasını eleştiren Settar Aslan, Türkiye’nin, terörlü mücadelenin meşru devletlerin işbirliğiyle yürütülmesi için tüm dünyayı uyardığını hatırlatarak, hakikatte DAEŞ’le sahadaki mücadeleyi yalnızca Türkiye’nin yürüttüğünü, Fırat Kalkanı Harekâtı ile 3.049 DEAŞ teröristini etkisiz hale getirdiğini anlattı.

Settar Aslan, Türkiye’nin 8 yılı aşkın süredir 3 milyon 650 bin Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaptığını ve 40 milyar doları aşan ekonomik yük dışında sosyal ve siyasî maliyetleri göğüslediğini de ifade ederek, Türk Devleti’nin, Barış Pınarı Harekâtıyla, 450 kilometrelik Suriye sınırını PKK/PYD ve DAEŞ teröristlerinden arındırmayı, buraları güvenli bölge haline getirmeyi ve aralarında Kürtlerin de olduğu yüzbinlerce Suriyeli mülteciyi bu güvenli bölgeye yerleştirmeyi amaçladığını bildirdi.

Settar Aslan, mektubunda, Barış Pınarı Harekâtı’nın, başta bölgenin Arap ve Kürt aşiretleri ile Ezidi ve Süryani toplulukları olmak üzere, bölge halkı tarafından sevinçle karşılandığını ve Türk Silahlı Kuvvetlerine destek açıklamaları yapıldığını da anımsatarak, “Türkiye’nin, hiçbir ülkenin topraklarında gözü olmadığı gibi, Suriye topraklarını işgal amacı da gütmemektedir. Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve bu ülkede halk egemenliğine dayalı, demokratik bir rejim kurulmasını savunmaktadır.” dedi.

Emeğin temsilcileri olarak, Türkiye’nin haklı ve meşru Barış Pınarı Harekâtı’nı desteklediklerini de dile getiren Settar Aslan, dünya sendikalarına gönderdiği mektubu, “Türkiye’nin yürütmekte olduğu Barış Pınarı Harekâtı ve Suriyeli mültecilerin vatanlarına döndürülmesi çabalarına destek vermenizi diler, bu vesileyle sizlere ve temsil ettiğiniz emekçilere selam ve saygılarımı sunarım.” sözleriyle noktaladı.