ANASAYFA / Başkandan Haberler / Çölleşmeyle Mücadele 11. Taraflar Konferansı Konuşması
Çölleşmeyle Mücadele 11. Taraflar Konferansı Konuşması
ÖZ ORMAN-İŞ BASIN MÜŞAVİRLİĞİ - 25.09.2013 13:31

Çölleşmeyle Mücadele 11. Taraflar Konferansı Konuşması

25.09.2013 13:31

Sayın Başkan, Değerli Katılımcılar...

 

Öncelikle, bu toplantının, ortak yerküremizin korunması amacına hizmet etmesini diliyorum.

 

Burada, bir sivil toplum örgütünü; Türkiye’deki tarım ve orman işçilerinin sendikasını temsilen bulunuyorum.

Sözlerimin başında, bu konferansın, Namibya gibi, yeryüzündeki çölleşmeden en fazla etkilenen ülkelerden birinde yapılmasını anlamlı bulduğumu belirtmek istiyorum.

Ayrıca, bu güzel toplantıları düzenleyen Namibya Hükümetine ve misafirperverliğinden dolayı Namibya halkına teşekkür ediyorum.

 

Değerli Katılımcılar,

 

Yerküredeki yaşam; su, hava, toprak ve enerjiden oluşan 4 ana unsur üzerine kurulmuştur.

Yaşamın temelini oluşturan bu 4 unsur arasındaki uyum bozuldukça, küresel düzeyde sorunlar ortaya çıkmaktadır.

Bu temel unsurlar arasındaki uyum, maalesef insan eliyle bozulmaktadır.

Karşı karşıya bulunduğumuz küresel sorunların tamamına yakını, doğaya yapılan yanlış müdahalelerin bir sonucudur.

Küresel ısınma, erozyon ve çölleşme başta olmak üzere, doğal dengenin bozulmasına neden olan sorunlar, vahşi üretim biçimlerinin karşılığıdır.

Doğayla uyum yerine, onunla savaşmanın bir bedelidir.

 

Sanayileşmeyle birlikte ortaya çıkan ‘doğayı sömürme yarışı’ maalesef yerkürenin kaldıramayacağı bir boyuta ulaşmıştır.

Bugün ülkeler, kalkınma ve zenginleşme yarışında, doğanın sürdürülebilirliğini gözardı etmektedir.

Dünya insanlarının ortak varlığı olan ormanlar, çıkan yangınlar ve saldırgan üretim yüzünden giderek azalıyor.

Tatlı su kaynaklarımız; çevreyi gözetmeyen, azgın sanayileşme yüzünden her geçen gün kirleniyor.

Atmosfere salınan gazlar nedeniyle, ozon tabakası inceliyor, yer yer deliniyor.

Besin kaynağımız olan tarımsal alanlar giderek daralıyor; verimliliğini kaybediyor.

 

Sanayileşmiş ülkelerin bir bölümü, çevreye daha fazla zarar verip, daha fazla tüketirken; ona karşı sorumluluklarını ‘gereksiz maliyet’ olarak görebiliyor.

 

Değerli Katılımcılar,

 

Hepimiz aynı gemide yolculuk ediyoruz.

Şu anda bulunduğumuz Namibya’da varolan çevresel sorunlar, benim ülkem olan Türkiye’yi de etkiliyor.

Amazonlardaki yağmur ormanlarının azalması, Moğolistan’da yaşayan insanları da ilgilendiriyor.

Herhangi bir ülkede meydana gelen nükleer santral kazası, hepimizin hayatını tehdit ediyor.

Afrika’nın geniş topraklarında yaşanan çölleşme, hepimiz için büyük bir sorundur.

 

Çünkü; ülkelerimiz arasında sınır olsa da, atmosferlerimiz arasında sınır bulunmuyor.

Bizler pasaportla seyahat etsek de; bulutlar, yağmurlar ve denizlerin pasaporta ihtiyacı yok.

 

Dolayısıyla, çölleşme başta olmak üzere, küresel düzeydeki sorunlara karşı, tüm ülkelerin duyarlı olması ve birlikte mücadele etmesi gerekiyor.

Kalkınmış ülkeler öncü almak üzere; tüm ülkeler, bu mücadelede elini taşın altına koymalıdır.

Küresel boyutta ele alınmayan hiç bir plan, bu mücadelede başarıya ulaşamaz.

 

Ülkelerin, çölleşmeyle mücadeleye yapılacak harcamaları, ‘gelir-gider’ denklemi içinde ele alması yanlıştır.

Üretilen kömürün, demirin, otomobilin ve tüm eşyaların maliyeti ve kârlılığı hesaplanabilir.

Fakat, içtiğimiz sağlıklı suyun ve soluduğumuz temiz havanın hesabını yapma şansımız yoktur.

Bir Kızılderili reisinin dile getirdiği gibi: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”

Bu yüzden; havayı, suyu ve toprağı koruyacak çalışmaların ‘ekonomik düzeyde’ değil, ‘stratejik düzeyde’ ele alınması gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, çölleşmeyle mücadelede, emek gücünü daha yoğun ve daha yaygın kullanma imkânımız vardır.

Bu alanda insan gücüyle yapılacak işler, çok yüksek işgücü niteliği gerektirmemektedir.

Başta ormancılık işleri ve tarımsal üretim faaliyetleri olmak üzere, çevresel zararları azaltmayı amaçlayan tüm çalışmalarda, daha yoğun bir emek kullanılmalıdır.

Böyle bir yola girilmesi, işsizliğin azaltılmasına da olumlu katkı sağlayacaktır.

 

Tüm bu çalışmalarda, Sivil Toplum Kuruluşlarının katkı ve desteğinin sağlanması, mutlak bir ihtiyaçtır.

 

Sayın Başkan, Değerli Katılımcılar...

 

Tekraren, bu konferansın başarılı geçmesini diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

MUHATAP KURULUŞLAR



Kişisel Verileri Koruma Kanunu - Aydınlatma Metni